Beraber Olunacak Kimseler


“Sabah akşam rızasını dileyerek Rablerine yalvaranlarla beraber candan sabret. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan (fakir mü’minlerden) ayırma (onları gözardı etme). Kalbini bizi anmaktan gafil bıraktığımız; kendi “hevasına/arzu ve hevesine” uyan ve işi (hep emirlerimize karşı isyan ve) taşkınlık olan kimseye de itaat etme!”
 
Kehf Suresi’nin 28.Ayet-i Kerimesi
 
Bu ayet-i kerime Mekkeli müşriklerden hali vakti yerinde olanların Efendimiz’den (a.s.) kendilerine özel vakit ayırmasını istemeleri üzerine inmiştir. Onların bu isteği Bilal-i Habeşi, Ammar ibni Yasir, Süheyb-i Rumi gibi fakir müslümanlarla beraber olmak istememelerinden kaynaklanıyordu.
 
Allah Teala kendilerine fakirlerden farklı bir statü tanınmasını isteyenlerin bu isteklerini reddetmiştir. İslamiyetin imtiyazlı bir sınıf kabul etmediğini bu ayet-i kerimeden anlamaktayız. İnsanlar arasında bir üstünlükten bahsedilecekse bu ancak takva yönünden ilerde olanların diğerlerinden makbul sayılması şeklinde bir üstünlük olabilir.
 
Mealden de anlaşıldığı üzere fakirleri aşağı görüp “biz onlarla beraber olmak istemiyoruz” diyen müşrikler ayet-i kerimede şu üç özellikleriyle tanıtılmıştır:
·   Kalplerinin Allah’ı anmaktan gafil olması,
·   Kendi arzu ve heveslerine uymaları,
·   Allah’ın emirleri karşısında isyankâr ve taşkınlık içinde olmaları.
 
Mütekebbir müşriklerin değer vermeyip beraber olmak istemedikleri fakir müslümanlar ise ayet-i kerimede sabah akşam rızasını dileyerek Rablerine yalvaranlar olarak tanıtılmışlardır.
 
Hadis âlimi Ahmed ibni Hanbel’in kitabında yer verdiği bir hadis-i şerifte Enes bin Malik, Efendimiz’den(a.s) şu hadis-i şerifi rivayet etmektedir:
 
“Yalnızca Allah Teala’nın rızasını isteyerek Allah’ı zikreden hiçbir topluluk yok ki o topluluğa gökten bir nida edici (melek) -bağışlanmış olarak kalkınız kötülükleriniz iyiliğe çevrildi- diye seslenmiş olmasın.”
 
Tefsir âlimi İbni Kesir, Peygamber Efendimiz’e (a.s.) kendileriyle beraber olması emredilen ve “Rablerine yalvaranlar” diye tanıtılan kimseler hakkında şöyle demektedir: Bunlar, fakir olsun, zengin olsun, kuvvetli olsun, zayıf olsun sabah akşam Allah diyen, la ilahe illallah diyen, elhamdu lillah diyen, subhanallah diyen Allahu ekber diyen ve Allah Teala’dan muhtaç oldukları şeyleri isteyen kimselerdir.
 
 
Prof.Dr. M.Tahir Yaren
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Mantık Ana Bilim Dalı Başkanı

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski