Ey Oğul, Babana İtaat Et !


Eskiden beri hep düşünmüşümdür; niçin Lokman suresinde Lokman aleyhisselam oğluna nasihat eder de, kızına etmez. Veya Gazali, Osman Gazi ve diğer büyükler de evlatlarına, yani oğullarına vasiyet bırakır. Yakub aleyhisselam da vefatından önce çocuklarına nasihat eder ve İslam üzere yaşamaları gerektiğini onlara hatırlatır.
Erkek evladın babaya, dolayısıyla Allah’a ilk isyan Adem aleyhisselam’ın iki oğlundan bedbaht olanı, Kabil ile başladı. Bu isyan Nuh aleyhisselam’ın oğlu ile devam etti. Lut aleyhisselam’ın kızları olduğu halde onlara herhangi bir nasihatini bilmiyoruz. Kızları itaatkar olmalarına karşın, Nuh aleyhisselam’ın hanımı ise kadir kıymet bilmeyenler arasında yer aldı ve helak oldu.
Yakub aleyhisselam’ın oğlanları da babalarına karşı gerekli saygıyı göstermeyen ve ona karşı yalan uyduranlar arasındaydılar. Ayrıca üvey kardeşleri Yusuf’a da babalarına verdikleri sözü tutmayarak ihanet ettiler. Ama Allah o isyankar oğulları sonunda ihanet ettikleri kardeşlerine muhtaç kıldı da, o salih ve muhsin kardeş onlara karşılaştıklarında, “bugün ayıplama yok” dedi.
Bunlara mukabil Şuayb aleyhisselam’ın kızları itaatkar ve ihtiyacı olan babaları için çobanlık yapıyorlar, koyunları otlatıyorlar ve onları sularlarken iffet ve namuslarından dolayı sonraya kalıyorlar.
Allah’ın lütfu ki, her iki ihtiyaç sahibini birbiri ile buluşturuyor; Musa aleyhisselam’a bir yurt ve bir peygamber kızı eş lütfederken, bu itaatkar kızlardan birine da peygamber bir koca ve  babasına peygamber bir damat lütfetti. Salih ve saliha olanlara rabbimiz ne büyük ikramlarda bulunuyor.
Zaten kocasına itaat eden Hacer validemize de, onun kıymetli oğluna su aramak için gidip geldiği Safa ile Merve arasında sa’y yapmayı kıyamete kadar ümmeti Muhammed’e ibadetlerinin bir parçası olarak onun sabrının ve itaatinin karşılığı olarak sundu. Babasına teslim olan İsmail aleyhisselam hatırasına da taşlanan şeytanlar ve kesilen kurban da ayrı bir lütuf değil mi?
Cahiliye de hiç kıymeti olmayan kızlar ar vesilesi, sahip olunan erkekler güç ifadesi olurken, İslam bu insanlara yeni bir hayat, yeni bir dünya ve sonsuz mutluluk sundu; hem de sahip oldukları ve hiç değeri olmayan şeylerle karıştırdıkları  değerlerin farkını gözleri önüne kendi anlayacakları dilden kendi içlerinde birisi vasıtası ile sunarak…
Tarihi ilk insana dayanan kurban ibadetini ihya ve icra etme zamanı yaklaşırken, Yaradanımıza hakiki bir kul olmak, son peygamber Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem efendimize gerçek ümmet olmak, zamanımızda ümmetin emanet edildiği hakiki alimleri ve emirleri tanıyarak onlara samimi itaat etmek, şeytan ve nefsimizi  ve sahte tanrıları gerçek düşman bilip onlarla yılmadan mücadele etmek, babalarımıza ve annelerimize isyankar olmayan bir evlat olmak, çocuklarımıza sabırlı anne-babalık yapmak vazifelerimizi hakkıyla ne kadar yerine getirebiliyor olduğumuzu tekrar gözden geçirmenin de zamanı olduğunu düşünüyorum.
Ya Rabbi! Beni de İbrahim aleyhisselam gibi “Âlemlerin Rabbine teslim oldum.” (2/131) diyenlerden eyle.
Ya Rabbi! Ben de Lokman aleyhisselam gibi (31/13) oğluma diyorum ki:  “Ey yavrucuğum! Allah’a ortak koşma. Çünkü O’na ortak koşmak büyük bir zulümdür.”  “Allah’a, anne ve babana şükret, dönüş ancak Allah’adır” (31/14).  “Ey yavrucuğum! Şüphesiz ki yaptığın iyilik ve kötülük bir hardal tanesi ağırlığında olsa, hem de bir kaya içinde veya göklerde, yahut yer içinde bile olsa, Allah onu getirir ve karşılığını verir” (31/16). “Ey Oğulcuğum! Namazı dosdoğru/gereğine uygun olarak kıl, iyiliği emret, kötülüğü engelle. Bu esnada başına gelecek musibetlere sabret. Çünkü bunlar Allah’ın emrettiği kesinlikle ve kararlılıkla yapılacak işlerdir” (31/17). “Yürüyüşünde ölçülü ve kibirsiz ol, konuşurken sesini de alçak tut. Çünkü seslerin en çirkini elbette eşeklerin sesidir” (31/19).  
 Ya Rabbi! Beni, ehlimi ve bütün sevdiklerimi emrine uygun yaşayanlardan eyle. Babanın çocuğuna fayda veremeyeceği, çocuğun da babasına fayda veremeyeceği bir günde benim dostum Sen ol. Şüphesiz ki Senin vaadin gerçektir. Dünya hayatında beni aldananlardan eyleme. Çok aldatıcı şeytan ve dostlarının da bizi Senin engin affın ile aldatmasına, günahlara daldırmasına ve ibadetten alıkoymasına fırsat verme Ya Rabbi, fırsat verme!..
Ya Rabbi! Eğer anne-babamdan biri veya her ikisi benim yanımda ihtiyarlığa erişirlerse, onlara “öf” bile dememe, onları azarlamama fırsat verme ve onlara çok nazik ve tatlı söz söylememe fırsat ver Allahım (17/23). “Ey Rabbim! Onlar küçükken beni acıyıp yetiştirdikleri gibi sen de şimdi onlara acı ve esirge” (17/24).
Ya Rabbi! Sen insana, anne ve babasına iyilik etmesini tavsiye ettin. Her anne çocuğunu karnında zahmetle taşıdı ve onu zahmetle doğurdu. Allahım, ben de; Ebu Bekir radıyallahu anh gibi: “Yâ Rabbi! Gerek bana, gerek anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi, razı olacağın iyi işler yapmamı bana ilham et ve beni muvaffak kıl. Neslimi de benim için ıslah et, onları iyi insanlar yap. Şüphesiz ben, tevbe edip sana yöneldim ve hakikat ben, sana teslim olanlardanım.” (46/15) diyorum. Dualarımı kabul buyur Allahım.
 “Benim namazım, hac, umre, diğer ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir” (6/162).
Duamın sonu: “Elhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn”; Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun” (10/10).
Mahmud Salih- 30 Zi’l-ka’de 1430 Salı/17 Kasım 2009

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski