İçerisinde yaşadığımız toplumun 5 te 4’ünün (%78) elinde meal ve tefsir olmasına rağmen, sadece % 5’inin bu kaynaklara başvurduğunu göz önüne alarak bizim bu konuda bireysel olarak neler yapabileceğimizi isterseniz beraberce bir düşünelim:
* Tüm ön yargılarımızı bir kenara bırakarak, önce kendimiz okumalı, anlamalı, anladıklarımızı yaşamaya çalışmalıyız ve topluma hâl ve hareketlerimizle örnek olmalıyız.
* Aile efradımızla beraber okumalı ve okumaya yönlendirmeliyiz.
* Uzun soluklu bir maratonda, sabırla ve devamlılıkla, tebliğ ve irşad faaliyetlerine devam etmeliyiz, unutmamalıyız ki emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker farzdır. Rahmetli Es'ad Coşan Hocamız’ın da dedikleri gibi, herkes bildiğinin âlimidir.
* Muhataplarımızı iyi tanımalı, tetkik etmeli, cinsiyetine, mesleki konumuna vs. dikkat ederek, zihinlerinin mutmain olacağı, akıllarının kavrayıp kaldırabileceği bir şekilde onlara hitap etmeli ve ulaşabilmeliyiz.
* Tüm sadeliği ve yalınlığı ile Kur’an-ı Azimişşân’ı toplumun önüne sunabilmeli, açıklayacağız diye illa ki kendimizden bir şeyler katma arzu ve telaşında velev ki iyi niyetle bile olsa bulunmamalıyız.
* Elimizin altında, masamızda, arabamızda vs. kolay ulaşabileceğimiz bir yerlerde her an için hediye etmeye hazır vaziyette meallerimizin olmasına ihtimam göstermeliyiz.
* Toplumun önüne, açtığı zaman rahatlıkla anlayabileceği bir meal sunmalıyız ki, biz KAB Platformu olarak Hasan Tahsin Feyizli tarafından hazırlanan Feyzü’l Furkan’ı tavsiye ediyoruz.
* Öyle ayetler seçip de halkımızın dikkatlerine sunmalıyız ki, onu okuyan sokaktaki insan, o ayette kendisini bulabilmeli.
Günümüzde Allah’ın dininin temsilcilerinin bizatihi kendimiz olduğu gerçeğini hiç hatırımızdan çıkarmamalı ve o sorumluluk bilinci ile hareket etmeliyiz.
KAB PLATFORMU
Tags
Kuran-ı Kerim